Ororo’nun annesi Kenya’daki bir kabilenin prensesi, babası ise Amerikalı bir fotoğrafçıdır. Anne ve babası evlendikten sonra Manhattan’da yaşamaya başladılar. Ororo altı aylıkken Kahire’ye taşındılar. Beş yıl sonra evlerini yok eden bir bomba ailesinin ölümüne neden oldu. Ororo ise bu patlamanın sonucunda annesinin cesedinin yanında yıkıntının altına gömüldü. Buradan kurtulana kadar yaşadığı anlar onda hayatı boyunca etkisi sürecek bir klostrofobinin başlamasına neden oldu. Artık evsiz bir yetim olan Ororo’yu Achmed el-Gibar adlı usta onu çırağı yaparak hırsızlık konusunda eğitti. Yıllar sonra Ororo önce Sahra Çölü’ne, oradan da atalarının toprakları olan Serengeti Ovası’na yolculuk yaptı. Bu zamanlarda mutant güçleri ortaya çıkmaya başladı. İklim üzerindeki bu güçlerini yerel kabilelere yardım etmek için kullanınca buradaki kabilelerin halkı onu bir tanrıça olarak görerek ona tapmaya başladılar. Ororo bu tanrıça rolünü birkaç yıl oynadı, ta ki Profesör Xavier’dan telepatik bir mesaj alana kadar. Gittikçe artan garip güçlerinden korkmaya başlayan Ororo, Profesör X ve öğrencilerine katıldı, o zamandan beri de takımın sürekli bir üyesi olarak kaldı. Storm aynı zamanda New York’un yeraltı tünellerinde, insanlardan uzakta yaşayan mutantlar topluluğu olan Morloklar’ın lideri Callisto’yu teke tek dövüşte yenerek bu topluluğun lideri de olmuştu ama liderliği tekrar Callisto’ya geri teslim etti. Storm, X-Men’in büyük bir sorumluluk duygusuna sahip, her zaman güvenilir bir üyesidir. Çok karizmatik bir kişiliğe sahip olması ve karar alma konusundaki yeteneği onun Cylops’dan sonra takımın ikinci lideri olmasını sağlamıştır. Sahip olduğu mutant güçlerinin dışında aynı zamanda iyi bir dövüşçüdür. Ayrıca güzelliği ile etkisi altına alamayacağı bir erkek yoktur.
Storm’un hava elementlerini kontrol edebilme gücü vardır. İklimlerde değişiklik yapabilir, büyük veya küçük fırtınalar yaratabilir, yıldırımlar ve hortumlar oluşturabilir.