Çocukluğumuza ait en güzel şeylerden biri olan Susam Sokağı’nın bir sosyal deney ve proje olduğu aklımızın kıyısından bile geçmezdi. Bir Ekşi Sözlük yazarının kaleminden Susam Sokağı’nın sosyal deney hikayesi;
bugune kadar hakkinda en fazla akademik calisma yapilmis tv programidir. bu konuda yuzlerce akademik arastirma, onlarca master/doktora tezi mevcut ve bu program hakkinda yapilan arastirmalar hala devam ediyor. peki susam sokagi neden bu kadar akademik calismaya konu oluyor? akademisyenler ne pesinde ve bugune kadar ne bulmuslar? iste bunlari bu entry’de ozetlemeye calisacagiz.
susam sokagi aslinda basli basina bir akademik calisma urunudur ve cok ciddi arastirmalar sonucu ortaya cikip yine cok ciddi arastirmalar sonucu yillar icinde sekillenmistir. oyle ki susam sokagi programi 1960’li yillarda henuz dizayn asamasindayken bu programi sekillendirmek icin bir komite kurulmustu ve komitenin basina harvard’in dunyaca unlu profesorlerinden gerald lesser getirilmisti. programin yapimciligini 2 farkli ekip ustlenecekti ve bu ekiplerden biri televizyon yapimciligi konusunda uzmanlasmis bir ekip, digeri de cocuk gelisimi, ogrenme ilkeleri ve psikoloji konularinda uzmanlasmis, kendi alanlarinda dunyanin uzman kabul ettigi akademisyenlerden olusacakti.
susam sokagi programini olusturmak icin o zamanin parasiyla 8 milyon dolarlik dev bir burs alinmisti ve programin amaclari arasinda 3-5 yas arasi cocuklarin ogrenme yetenegi hakkinda bilgi sahibi olmak ve ozellikle o yaslarda okula gidemeyecek kadar fakir cocuklarin temel bilgileri ogrenebilmesini saglamakti. yani susam sokagi ayni zamanda hem bir sosyal/psikolojik deney hem de sosyal projeydi. ilk etapta susam sokaginin bolumlerinin bir araya getirilmesi ve ilk bolumun yayinlanmasi arasinda 18 aylik bir gecis donemi vardi ve bu donem boyunca program cesitli cocuk deneklere izletilip ogrenme yetenekleri olculerek daha iyi hale getirildi.
1964 yilinda chicago universitesinde yapilan bir arastirmaya gore bir insanin omru boyunca sahip oldugu ogrenme kapasitesinin yarisi ilk 5 yilda kullaniliyor, gerisi diger yillarda kullaniliyordu. yani ortalama 70 yil omru olan bir insan, omrunun ilk 5 yilinda ne kadar sey ogreniyorsa sonraki 65 yilinda da o kadar cok sey ogreniyordu. bu da insan omrunun ilk 5 yilinin egitim ve ogretimde ne kadar onemli oldugunu, maddi gucu olmayan ailelerin cocuklarinin bu donemde ekstra egitime tabi tutularak zengin ailelerin cocuklariyla aralarindaki egitim farkini kapatabilecekleri ortaya cikartacakti.
susam sokagindan once ortada tabi ki egitici cocuk programlari mevcuttu ama bu programlarin hicbiri bu konuda uzman akademisyenler tarafindan hazirlanmamisti ve hicbirinde ilk amac cocuklara eglenceli bir sekilde yeni seyler ogretmek degildi. bu programlar genelde cocuk egitiminden anlamayan bir yonetmen ve yapimci tarafindan dizayn ediliyordu ve bu programlarin en onemli kaygisi reklam yoluyla bunu yayinlayan tv kanalina para kazandirmakti. susam sokagi ise sistemli bir sekilde bir ders programi etrafinda planlanmisti ve programin her bolumunde cocuk egitimi ve psikoloji konusunda onde gelen akademisyenlerin emegi vardi. ustelik bu akademisyenler sadece programi dizayn edip ortadan cekilmek yerine program yayinlanmaya basladiktan sonra da bu konuda arastirmalarini devam ettirip programin ogreticiligini arttiracak adimlar atmislardi.
program yayina girdikten hemen sonra programin cocuklarin ogrenme kapasitesine olan katkisini olcmek icin arastirmalar basladi. o gune kadar yapilan arastirmalarda egitici bir programi izleyen cocuklarla izlemeyenler karsilastiriliyordu ve programi izleyen cocuklarin egitici testlerden daha yuksek skor almasi o programin basarisi sayiliyordu. susam sokagi hakkinda baslayan arastirmalarda bunun birkac adim onune gidilerek hangi grubun programin faydasini daha cok gordugu (ornegin susam sokagi kiz cocuklarin mi yoksa erkek cocuklarin mi kapasitesini arttiriyor) ve ogrenmeye tam olarak nasil katkida bulundugu, programin hangi segmentlerinin ise yarayip hangilerinin yaramadigi ve ne olcude yaradigi da ortaya cikacakti. ayrica cocuklarin susam sokagi programini hangi sartlar altinda izlediginin de ogrenmeye etkisi olup olmadigi arastirilacakti. ornegin programi evde tek basina izleyen bir cocukla evde ailesiyle beraber izleyen cocuk arasinda ogrenme farklarinin olup olmadigi arastirilacak konular arasindaydi. bu arastirmalara konu olan bazi cocuklar siniflara ve ozel odalara getirilip programdan bolumler izlettirilerek programin etksiyle ilgili ekstra deneyler yapilacakti. yani susam sokagi basli basina bir deney projesiydi ve amac kucuk cocuklarin kavramlari ogrenme asamalarini tespit etmekti.
cocuklara verilen testlerde vucuttaki organlarin isimleri, sayilar, harfler, bazi kelimelerin anlamlari, esyalari kategorilere ayirmak gibi o 3-5 yas arasi cocuklarin sahip olmasi beklenen bazi bilgiler test edilecekti. bu testler program yayina baslamadan once ve basladiktan sonra verilecek ve cocuklardaki farkliliklar gozlemlenecekti. ilk arastirma bizzat susam sokagi programini dizayn eden akademik grup tarafindan yapilacakti.
1969 yilinda susam sokagi 1 yil boyunca yayinlandiktan sonra yapilan ilk arastirmalarda carpici sonuclar elde edildi. ilk olarak data analiz edilirken cocuklar 5 gruba ayrildi 1) susam sokagini hic izlemeyen cocuklar, 2) susam sokagini haftada 1 kere izleyen cocuklar, 3) susam sokagini haftada 2-3 kere izleyen cocuklar, 4) susam sokagini haftada 4 kere izleyen cocuklar, 5) susam sokagini haftada 5 kere izleyen cocuklar. boylece sadece bir cocugun programi izleyip izlemedigine degil, ne kadar siklikla izledigine de bakilmisti.
ilk testte cocuklara herhangi bir organin ismi soylendi ve o organi parmaklariyla gostermeleri istendi. ornegin “diz” dendiginde cocuklar parmaklariyla dizlerini gosteriyorsa tam puan aliyordu, baska bir organi gosterirse hic puan alamiyordu. susam sokagi’nin 1. sezonu sonunda cocuklar ne kadar cok susam sokagi izlediyse organlari tahmin etme orani da o kadar yuksek oldu. mesela cocuklara basparmaklarini gostermeleri istendiginde yukarda bahsettigim gruplar icinde 1. ve 2. gruptakiler %50 basari orani yakalarken 3. gruptakiler %56, 4. gruptakiler %66, 5. gruptakiler %78’lik basari orani yakaladilar. haftada 4 veya 5 kere susam sokagini izleyen cocuklar bir cok organi %90-95 oranina dogru tahmin ederken haftada en fazla bir kere izleyenlerde bu oran ortalama olarak %75-80 civarinda seyrediyordu.
ayni testin ikinci asamasinda cocuklara vucutlarindaki herhangi bir organ gosterildi ve o organin ismi soruldu. ornegin el, ayak gibi organlarin isimlerini ogrencilerin %95 kadari dogru tahmin ederken cene, dirsek, bilek gibi organlarin isimlerinde dogru tahmin etme orani %50’lerde dolasiyordu. bu “zor” organlarin isimlerini tahmin etmeye gelince, ornegin “cene” organinda birinci ve ikinci gruptaki ogrenciler %47 basari saglarken ikinci gruptakilerde basari orani %67, ucuncu gruptakilerde basari orani %72 ve dorduncu gruptakilerde basari orani %85’ti. yani susam sokagini izleme sayisiyla organin ismini dogru tahmin etme arasinda guclu bir korelasyon vardi.
bir sonraki asamada cocuklara “hangi organinla gorursun?” “hangi organinla kopegini oksarsin?” gibi organlarin islevleriyle ilgili sorular soruldu ve yine ayni sonuclar elde edildi. haftada 4-5 kere susam sokagini izleyen cocuklar haftada 2 veya daha az izleyenlere gore bariz daha basariliydi. bazi sorularda gruplar arasindaki basari oran farki %30’u geciyordu ve bu tesadufle aciklanamayacak kadar buyuk bir rakamdi. ornegin “hangi organinla muzik dinlersin” sorusuna “kulak” cevabini verme orani susam sokagini hic izlememis veya en fazla haftada 1 defa izlemis cocuklarda %60’lardayken susam sokagini surekli izleyen cocuklarda %90’in uzerindeydi.
harfleri dogru tahmin etme konusunda susam sokagini hic izlememis cocuklarin dogru bilme orani %15’lerde gezerken, nadiren izleyenlerde %20-25 civari bir rakam yakalanmisti. programi surekli izleyen cocuklarda bu oran %60-70’lere dayanmisti. aradaki fark bugune kadar hicbir cocuk programi arastirmasinda gorulemeyecek kadar buyuktu. ornegin “dog” yani kopek kelimesini dogru okuma organi susam sokagini en az izleyen kitlede %2-7 arasinda degisirken en fazla izleyen kitlede %20-26 arasinda degisiyordu. burada bahsedilen cocuklarin 1960’larda yasamis 3-5 yas arasi cocuklar oldugunu hesaba katinca durumun ciddiyeti daha net olarak ortaya cikacaktir.
cesitli sekilleri dogru tahmin etme (kare, ucgen, daire gibi) testinde susam sokagini nadiren veya hic izlemeyen grup %50-60 civari basari saglarken surekli izleyen kitlede basari orani %80-90 civarindaydi. bu farklilik hem soylenen sekilleri parmakla gostermede hem de isimlerini dogru tahmin etmede gozlemlenmisti.
ornegin susam sokagini hiz izlememis veya nadiren izlemis cocuklara “1” rakami gosterildiginde dogru tahmin etme orani %51 olarak tespit edilirken programi surekli izleyenlerde bu oran %84 olarak tespit edilmis. diger rakamlarda durum daha da farkli. ornegin 4 takamini dogru okuma orani iki grupta %36-%82 seklinde ve cift haneli sayilarda bu fark aynen muhafaza ediliyor.
bir testte cocuklara susam sokagi’ndaki karakterlerin resimleri gosteriliyor ve hangi resmin hangi karaktere ait oldugu soruluyor. cocuklarin susam sokagi karakterlerini bilmesiyle rakam ve harfleri dogru tahmin etmesi arasinda cok guclu bir korelasyon goruluyor. yani bir cocuk susam sokagi karakterlerini ne kadar iyi tanirsa harfleri ve sayilari da o kadar iyi taniyor.
bir baska testte cocuklara alfabeyi saymalari soyleniyor. cocuklar alfabeyi a’dan baslayip sayarken ilk hatayi nerede yaptilarsa orada durduruluyor ve puan veriliyor. ornegin bir cocuk “a, b, c, d, f” dediyse cocuk ilk 4 harfi dogru tahmin ettigi icin 4 puan aliyor. buna gore, susam sokagini hic izlemeyen veya nadiren izleyen cocuklarda ortalama puan 7.4 olarak tespit edilmis ki ingilizce alfabede g harfine tekabul ediyor. programi haftada 2-3 kere izleyen kesimde ortalama puan 15’e kadar yukselmis ve programi surekli izleyen cocuklarda ortalama puan 18.5 yani r harfine tekabul ediyor. yine cocuklara 1’den itibaren saymalari soyleniyor ve ilk hatali soyledikleri sayida puanlari belirleniyor. programi hic izlemeyen veya nadiren izleyenlerde ortalama puan 9.7, en fazla izleyenlerde ortalama puan 14.2 olarak tespit ediliyor.
ilginctir ki susam sokagini izlemeyle test skorlari arasinda bulunan iliski iki yonlu. bu ne demektir? ornegin 2 sey arasinda iliski varsa cogu zaman neyin neye sebep oldugu akil yuruterek anlasilabilir. ornegin hava sicakligiyla dondurma tuketimi arasinda bir iliski varsa sicak havanin dondurma tuketmeye olan etkisi bilinir cunku dondurma tuketmenin sicak havayi etkilemeyecegi bellidir. susam sokagina bakinca, suphesiz susam sokagi cocuklarin zekasini arttirmakta onemli bir rol oynamisti ama bununla beraber zeki cocuklarin susam sokagini izleme tercihi de ortaya cikmistir. susam sokagi yayinlanmaya baslamadan once yapilan bazi testlerde cocuklarin zeka seviyesi ortaya cikartilmistir ve programin ilk sezonu sonunda cocuklara ne siklikla susam sokagini izledikleri sorulunca zeka olarak yuksek olan cocuklarin programi daha siklikla izledigi ortaya cikmistir. yani zeki cocuklar kendi hallerine birakilinca cocuk programlari icinde susam sokagi’ni seciyordu ve bu da onlarin zekasini daha da arttiriyordu.
ilk sene sonunda yapilan kapsamli arastirmalar sonucu susam sokagi’nin cocuklarin ogrenme yetenegine olan katkisi ortaya cikinca programin devamina karar verildi. programa sadece devam edilmeyecekti, ayni zamanda programda iyi isleyen seyler devam ettirilecek, kotu isleyen seyler arastirma sonuclarina gore sekillenip duzeltilecekti.
arastirmalarin bir baska ayaginda susam sokagi’nin spesifik gruplara olan etkisi gozlemlendi. mesela sadece dusuk gelirli/fakir ailelerin cocuklarina bakildiginda susam sokagi’nin etkisinin daha da guclu oldugu goruldu. ornegin tum puanlar toplandiginda, 3 yasindaki fakir cocuklar icinde hic susam sokagini izlemeyen veya en az izleyen grubun ortalama skoru 73’ken, programi surekli izleyenlerin skoru 132’deydi, yani arada neredeyse bir kat fark vardi. 4 yasindaki fakir cocuklara gelince, iki grup arasindaki ortalama puan farki 91 vs. 142 seklindeydi ve 5 yasindaki fakir cocuklarda iki grup arasindaki fark 113 vs. 157 seklindeydi. yani susam sokagini surekli izleyen 3 yasindaki fakir cocuklar hic izlemeyen 5 yasindakilere gore daha yuksek puan aliyordu. bu arastirmacilarin bile beklemedigi bir sonuctu. arastirmacilar bunun disinda onlarca farkli faktore baktilar (ornegin ailelerin susam sokagi’na bakis acisina, ailelerin tahsil durumuna…vs) ama hepsini buraya yazmak bu entry’i fazla uzun yapacagi icin bunlardan simdilik bahsetmemeyi uygun gordum.
susam sokagi’nin beklenenden daha buyuk bir etkiye sahip oldugunu goren arastirmacilar programi cesitli dillere tercume edip bir cok ulkede yayinlanmasini saglamak icin de harekete gectiler. bu ayrica deney ve arastirmalarin da cesitli ulkelerde yapilabilecegi anlamina geliyordu.
1990 yilinda yapilan bir arastirmada 3-5 yas arasindaki cocuklar incelendigi gibi ayni zamanda 5-7 arasindaki cocuklar da ayri olarak incelemeye dahil edildi. yaklasik 2 yil boyunca cocuklarin susam sokagi izleme miktari tespit edildi ve 2 yilin sonunda cocuklara kelime testi verildi. yapilan analizler sonunda susam sokagi’ndan en fazla faydanin 3-5 yaslari arasinda goruldugu ortaya cikti ve 5-7 yas arasindaki cocuklar her ne kadar fayda gorse de 3-5 yas arasindaki kadar fazla olmadigi belirlendi. her ne kadar ogrenmenin yasi olmasa da bir cocuk susam sokagi’ni izlemeye ne kadar erken yasta (en az 3 yasinda olmak sartiyla) baslarsa o kadar faydasini goruyordu.
1976 yilinda washington state universitesinde yapilan baska bir arastirmada susam sokagi’nin cocuklarin sadece bilgi ogrenimine degil ayni zamanda sosyal yasamina da katkida bulundugu ortaya cikti. 3 yasinda krese baslayan cocuklari izleyen arastirmacilar, cocuklarin diger cocuklarla ve yetiskinlerle olan sosyal davranislarini 2 yil boyunca incelediler. incelemenin sonunda susam sokagi izleyen cocuklarda digerlerine gore buyuk bir gelisme gozlemlendi. ozellikle sosyal konularda dusuk olan cocuklarda cok buyuk gelisme gozlemlenirken sosyal konuda zaten yetenekli olan cocuklarda fazla bir gelisme gozlemlenmedi.
1984 yilinda florida’da bir grup akademisyenin yaptigi arastirmalar sonucu ailelerin cocuklariyla beraber oturup susam sokagini izlemesi durumunda cocuklarin ogreniminin daha da gelistigi ortaya cikti. mesela programda harfler veya rakamlar cikarken cocugun ebeveynlerinden birinin cocuga ekranda cikan nesneler hakkinda soru sormasi cocugun ogrenmesini kolaylastirmaktadir. arastirmalarin sonucu susam sokagi’ni ailesiyle izlemeye baslayan kucuk cocuklarda ogrenme yeteneginin 3 gun gibi kisa surede ivme kazanmaya basladigi gorulmus.
2003 yilinda israil ve filistin’deki cocuklar kullanilarak yapilan bir arastirmada susam sokagi izleyen cocuklarin karsi tarafa (israilliyse filistinlilere, filistinliyse israillilere) empati ve saygi duyma konusunda susam sokagi izlemeyenlere gore farkli olup olmadigi incelendi. 1998 yilinda susam sokagi’nin arapca ve ibranice versiyonlari israil ve filistin’de yayina baslamisti ve her iki ulkedeki versiyonlarda da verilen en onemli derslerden biri karsi tarafa saygi duymak, kendinden farkli olanlara empati gostermek gibi sosyal davranislardi. 76 bolum boyunca devam eden program israil’de tek kanalda 30 dakika olarak, filistin’de 3 farkli kanalda 15’er dakika olarak yayinlandi. iki ulkede de bu program devletlerin sponsorluk yaptigi tv kanallari tarafindan yayinlandi. evinde uydu olan cocuklar programin hem israil hem filistin versiyonunu gorebiliyordu. daha onceden secilen arap ve yahudi cocuklar susam sokagi’ni izlemeden once ve birkac ay izledikten sonra olmak uzere 2 farkli zamanda roportaja tabi tutuldu. roportajlarda cocuklarin ana dili kullanildi ve her roportaj cocuklarla ayni milliyetten olan kisiler tarafindan duzenlendi. mesela arap cocuklarla arap arastirmacilar, israilli cocuklarla israilli arastirmacilar konustu. sonuclar ilgincti. susam sokagini izleyen cocuklar birkac ay onceki hallerine gore karsi tarafa cok daha hosgoru ve empatiyle bakmayi ogrenmisti.
mesela israilli cocuklara susam sokagi baslamadan once “araplar hakkinda ne dusunuyorsun?” sorusu geldiginde cocuklarin sadece %35’i pozitif seyler soylerken programi birkac ay izledikten sonra cocuklarin %82’si araplar hakkinda pozitif seyler soyleyecekti. filistinli cocuklar susam sokagini izlemeden once “yahudiler hakkinda ne dusunuyorsun?” sorusuna %29 pozitif cevap verirken programi izledikten sonra bu oran %53’e yukselecekti. cocuklara sorulan diger sorularda da susam sokagi’nin etkisi bariz bir sekilde gorulebiliyordu. yani susam sokagi sadece harfleri, kelimeleri, organ isimlerini degil ayni zamanda hosgoru, empati gibi degerleri de ogretiyordu.
1970 yilinda 3 farkli kreste cok sayida siniftaki ogrenciler rastgele bir sekilde 2 gruba ayrilmisti. gruplardan birinde cocuklara 12 hafta boyunca haftada 5 kere susam sokagi izletilecekti, diger gruptaki cocuklar da disari cikartilip oyun ve cesitli aktivitelere tabi tutulacakti. amac hem susam sokagi’nin ogrenmeye etkisini test etmek, hem cocuklarin susam sokagi’yla diger aktiviteler arasindaki tercihlerine bakmak, hem de susam sokagi’nin ogrenmeye tam olarak nasil katki yaptigini ogrenmekti. 12 haftalik susam sokagi maratonu baslamadan once her iki gruptaki cocuklara cesitli testler verildi ve sonuclar kaydedildi. susam sokagi maratonu oncesi yapilan testlerde iki grubun hemen hemen her testte asagi yukari ayni puanlari aldigi goruldu. yani 12 hafta sonunda ortaya cikacak olan farkliliklarin susam sokagi’ndan dolayi olabilecegi fikri guclendirilmisti.
12 haftalik izlemenin sonunda susam sokagi izlememesi planlanan cocuklara test olarak susam sokagi karakterlerinin resimleri gosterildi ve isimleri soruldu. bu cocuklar karakterlerin hemen hemen hicbirini dogru tahmin edemedi ve bu cocuklarin susam sokagi’ni kres disinda hicbir ortamda izlemedigi de kesinlesmis oldu. sonunda yapilan 8 farkli kategoriden olusan testlerde susam sokagini izleyen cocuklar ortalama 158.09 puan alirken susam sokagini izlemeyen cocuklar 150.097 puan aldi. sekiz kategorinin yedi tanesinde susam sokagini izleyen cocuklar izlemeyenlere gore daha yuksek puan almisti. deneyden sonra bu kreslerdeki tum cocuklar susam sokagini izlemeye baslayinca iki grubun arasindaki fark kapanmaya baslamisti ve bir sure sonra fark kalmamisti. sonraki sene yapilan bir baska arastirmada susam sokagi izleyen 4 yasindaki cocuklarin “akil yasi” izlemeyenlere gore 3-4 ay ilerde cikmisti. bu da neredeyse %10’luk bir kazanim demekti, iq olarak da 3 puanlik bir kazanim oldugu ortaya cikmisti.
1971’de susam sokagi avustralya’da yayinlanmaya baslandi. arastirmacilar da programin bu ulkede amerika’da yaptigi etkiyi yapip yapmayacagini merak ettikleri icin hemen kollari sivadilar. ilk yil sonunda programin yayinlandigi sehirlerde cocuklarin izleme orani %84 cikmisti ve bu cok yuksek bir orandi. susam sokagi yayinlanmaya baslamadan hemen once avusturalyali arastirmacilar programi izlemesi beklenen yuzlerce cocugu teste tabi tutmaya baslamisti bile. boylece program yayinlandiktan sonra arada fark olup olmadigi gorulecekti. harfleri, rakamlari ve sekilleri bilme konusunda susam sokagini izleyen cocuklar onceki seneye gore bariz gelisme gostermisti. cocuklara verilen hemen hemen her testte susam sokagi’nin etkisi gorulebiliyordu.
o gune kadar yapilan tum arastirmalar gelir duzeyi dusuk sehirlerde ve gelir duzeyi dusuk ailelerde gerceklestirilmisti. zaten susam sokagi’nin ilk hedeflerinden biri gelir duzeyi dusuk ailelerinin cocuklarini okula hazirlamak ve onlarin diger cocuklarin gerisinde kalmamasini saglamakti. 1972 yilinda kanada’nin en varlikli sehirlerinden olan vancouver’da yapilan arastirma bu konuda bir istisnaydi. arastirmada cocuklarin %95’inin susam sokagi’ni en az bir kere izledigi, ucte ikisinin de surekli izledigi ortaya cikti. bu sehirde susam sokagi’ni zaten hemen hemen tum cocuklar izledigi icin testlerde yapilan karsilastirmalar “izleyen vs. izlemeyen” seklinde olmak yerine “surekli izleyen vs. nadiren izleyen” seklinde olacakti. yapilan 11 farkli testin tamaminda programi surekli izleyen cocuklar nadiren izleyenlerden daha yuksek puan almisti. mesela “buyuk harfleri tanima” gibi belli basli testlerde susam sokagi’ni surekli izleyen cocuklarin performansi nadiren izleyenlere gore iki kat dolaylarindaydi.
1994 yilinda yapilan bir baska arastirmada kucuklugunde susam sokagi izlemis olan cocuklar ergenlik zamaninda testlere tabi tutuldu ve susam sokagi’nin etkisinin yillar sonra devam edip etmedigi arastirildi. ergenlere once kucukluklerinde susam sokagi izleyip izlemediklerini, izledilerse ne kadar izledikleri soruldu. tabi ki yillar once cocuklukta izlenen bir programi herkesin cok iyi sekilde tahmin edilmesi beklenemez ama en azindan bir tahmin yurutulebilir. arastirmanin sonunda susam sokagi izleyerek buyuyen cocuklarin ingilizce, matematik ve fen derslerinde izlemeyenlere oranla daha yuksek puan aldigi ve okulda da daha iyi notlara sahip oldugu, daha cok kitap okudugu, kendilerine guvenlerinin daha yuksek oldugu, insanlarla daha iyi gecindikleri goruldu. bu da susam sokagi’nin etkisinin yillarca devam edebilecegini gosteren bir etken.
yapilan baska bir arastirmaya gore susam sokagi izleyerek buyuyen cocuklar izlemeyenlere gore liseyi %16 daha yuksek ortalamayla bitiriyorlar ve universiteye girme ihtimalleri de daha yuksek.
son yillarda yapilan bazi arastirmalarda susam sokagi’nin ogrenmeye etkisini gozlemlemek icin fmrı yardimiyla beyindeki fonksiyonlar incelenmeye baslandi. bu konuda oldukca ilginc arastirmalar var ama bu arastirmalarin sonuclarindan bahsetmek icin henuz erken.
yukarda bahsettigim gibi, susam sokagi bugune kadar hakkinda gelmis gecmis en fazla akademik arastirma yapilan, baslangici bile akademik calismanin urunu olan bir tv programi. bu yuzden susam sokagi hakkinda yapilan tum arastirmalari buraya yazmak istesek ortaya bir degil ciltlerce kitap cikacaktir. zira, amazon.com’da yapilacak bir aramada bu konuda yazilmis onlarca kitap bulmak mumkun.
susam sokagi bir sosyal proje ve deney olarak basladi ve 1968’den bu yana dunya’nin 100’den fazla ulkesinde cok basarili sonuclar verdi ve bu proje hala devam ediyor. gecen bir yerde okumustum, cocuklari kreslere doldurup susam sokagi’nin verdigi egitimi ogretmenlerle vermek mumkun olsaymis sirf amerikan ekonomisinde bunun karsiligi yillik 5 milyar dolarlik bir harcama olacakmis. susam sokagi’nin 1960’lardan beri tum butcesini birlestirsek bundan cok daha az bir rakam ortaya cikiyor. susam sokagi cocuklara sadece bazi konseptleri ogretmiyor, bunlari ogretirken onlarin ilgi ve alakasini cekiyor ve onlari eglendirmeyi de basariyor. bugune kadar hicbir tv programi insanliga susam sokagi’nin yaptigi etkiyi yapmadi ve bundan sonra yapmasi da zor.
susam sokagini her gun dunyanin cesitli ulkelerinden 160 milyon cocuk izliyor. susam sokagi olmadan bu cocuklarin cogunun en az ilkokula baslayana kadar hicbir sekilde egitim almasi mumkun olmayacakti cunku okul oncesi ogretim bir cok ulkede hala yuksek gelirlilere hitap eden bir sey.
gecen sene yapilan bir meta-analiz arastirmasinda daha once susam sokagi hakkinda 15 ulkede yapilan 24 farkli arastirma birlestirildi ve ortaya 10 bin cocugu kapsayan bir arastirma cikti. arastirmanin sonucu ulkeleri, toplumlari, milletleri asan cinsten. sonuc olarak dunya’nin 15 farkli ulkesinde susam sokagi izleyen cocuklarin ogrenme kapasitesi izlemeyenlere gore %12 daha yuksek. gecen sene abd basta olmak uzere bir cok ulkede baslatilan “okul oncesi ogrenme seferberligi” projelerine aktarilan milyonlarca dolardan sonra bu rakamin yanina bile yaklasilamamisti ve cocuklarin ogrenme kapasitesi en fazla %4-5 kadar arttirilabilmisti. bu da susam sokagi’nin ne kadar onemli bir proje oldugunu gosteren kanitlardan biri.